Malezya ve Endonezya’da üretilen ve Batı Afrika kökenli olan palmiye yağı, FDA tarafından güvenli yağlar listesine alınmasıyla birlikte 2013 yılından itibaren besinlerde kullanılmaya başlandı. Palmiye ağacından elde edilen bu yaşın rağbet görmesinin nedeni hem dayanıklı hem de ucuz oluşu. Özellikle ticari sahada üretilen ürünlerin birçoğunun palm yağı kullanılarak yapıldığını söyleyebiliriz. Yine dünyada birçok sağlık örgütü de bu yağı tüm dünyada güvenle kullanılmasına izin verilen 17 yağ çeşidinden birisi olarak kabul etmektedir. Peki, son zamanlarda palm yağı ile ilgili söylenen olumsuz düşüncelerin sebebi nedir? Gerçekten de bu yağ kanserojen etkilere sahip olup insanların sağlığını olumsuz yönde etkiler mi?
Yağlar hangi koşullarda kanserojen hale gelir?
Yağlarda kanserojen madde oluşumunu tetikleyen ana neden yüksek ısı olarak bilinir. Yani eğer bir ya 200 derecede rafine edilmişse ortaya glisidil esteri adı verilen ve GE olarak adlandırılan, kanserojen maddeler çıkar. Bu maddenin kansere sebep olduğu yapılan araştırmalarda da kanıtlanmıştır. Sağlık örgütleri bu maddenin özellikle çocuklarda etkili olduğunu ve çocukluk döneminde bu maddeyi alan kişilerde kansere yakalanma oranının 10 kat arttığını söylemektedir. Ayçiçek ve zeytinyağının rafine edilmesi sırasında yüksek ısı kullanıldığında zararlı maddeler açığa çıkıyorsa palmiye yağı için de aynı faktör geçerlidir. Yani aslında zararlı olan yağın kendisi değil rafine edilirken uygulanan işlemlerdir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta yağın türünden ziyade zararlı maddelerin açığa çıkıp çıkmadığıdır. Çünkü bu durumda kanser riski de oluşmakta olduğundan besinlerin nasıl üretildiğini önem kazanmaktadır.
Palmiye yağı ve diğer yağların kanserojen etkisi olup olmadığını anlamak için ülkemizdeki sağlık örgütleri besinlerin nasıl üretildiğini inceleyip bununla ilgili rapor sunması gerekir. Çünkü son zamanlarda basında çıkan haberlerin etkisi ile insanlar bu konuda tedirginlik yaşadığından bu paniği önlemenin tek yolu firmalara yapılacak tetkikler ve oluşturulacak raporlardır. Aslında ne yediğimiz kadar ne kadar yediğimiz de oldukça önemli. Bu yüzden dengeli beslenmeye özen gösterip sporu bir hayat biçimi haline getirdiğimizde sağlığımız için önemli bir adım atmış oluruz. Dengeli beslenmede karbonhidrat, yağ ve protein tüketiminin ölçülü bir şekilde yapılmasından geçer.